GENKUR BŞK.LIĞI ESKİ ADLİ MÜŞAVİRİ FETÖ ZANLISI MUHARREM KÖSE’NİN 28 ŞUBAT DAVASI KUMPASI

Genelkurmay Adli Müşaviri Tümgeneral Hıfzı Çubuklu’nun Ergenekon davasında tutuklanmasının ardından Ocak 2013’te teamüllere aykırı olarak, Gnkur Başkanı Necdet Özel tarafından bu göreve getirilen Hâkim Albay Muharrem Kösenin, henüz 17-25 Aralık ve 15 Temmuz kalkışmasının yaşanmadığı dönemdeki dava sürecinden başlamak üzere, gerçek dışı belge ve bilgi üreterek yetkisi olmadığı halde “Gnkur Başkanı Adına” doğrudan kendi imzasıyla savcılığa ve mahkemeye gönderdiğini,  bilgi edinme hakkını engelleyerek adil yargılamayı etkilemeye çalıştığını, neredeyse her duruşmada mahkeme heyetine bildirdik. Davada yargılanan büyük bir çoğunluğu üst rütbeli 103 askeri personel sonuçta, askeri mevzuatı bilen, yıllarca bu mevzuatla yaşamış, hatta birçok askeri mevzuatı hazırlayıp uygulamaya koymuş kişilerdir. Ancak, 2 üyesi halen FETÖ davalarında yargılanan mahkeme heyeti ile sonraki mahkeme heyetleri bu talepleri dikkate almamış bu hukuksuzluğa göz yummuştur.

Gönderdiği her evrakta, FETÖ izini de bırakan, F.GÜLEN tarikatının amaçları doğrultusunda kumpas davalarına hizmet eden bu şahsın,  hukuka aykırı işlem ve eylemlerini mahkeme heyetine, savcılıklara,  Milli Savunma Bakanlığına ve Genelkurmay Başkanlığına bildirdik ve önlem alınmasını talep ve ikaz ettik. Ancak, bu şahıs 15 Temmuz kalkışmasından kısa bir süre öncesine kadar, görev yerinde bırakılarak kendi örgütüne sadakatle hizmet etmeye devam etmiştir.

1. FETÖ ZANLISI ESKİ GNKUR.ADLİ MÜŞAVİRİ MUHARREM KÖSE’NİN GENKUR BAŞKANI ADINA SİVİL KURUMLARA EVRAK TANZİM ETME VE EVRAK GÖNDERME YETKİSİ YOKTUR;

Dava dosyasında Gnkur. Başkanlığından gönderilen evrakların “GNKUR BAŞKANI ADINA”  ibaresiyle Adli Müşavir Muharrem Köse’nin imzaladığı görülmektedir. FETÖ zanlısı bu şahıs bu yetkiyi nereden, hangi emirden, hangi mevzuattan almaktadır? KENDİSİNE VERİLMİŞ YLE BİR YETKİ YOKTUR. DOLAYISI İLE TÜM EVRAKLAR YASA DIŞIDIR. GNKUR BAŞKANLIĞININ RESMİ GÖRÜŞÜNÜ YANSITMAZ, FETÖ KUMPASININ ÖNEMLİ BİR HALKASIDIR:

Bu şahıs hâkim sınıfı bir subaydır, ancak Adli Müşavir olması nedeniyle yargı da yetkisi yoktur. Doğrudan Genel Kurmay Başkanına bağlı bir karargâh subayıdır ve. Gnkur. II.Başkanına bağlı değildir. Gnkur. Adli Müşavirliğinin müfrez (bağımsız) tüzel kişiliği/evrak adresi yoktur. TBMM, sivil kurum ve kuruluşlar, bakanlıklar, yargı ya da her hangi bir makam ya da tüzel kişilikle doğrudan kendi insiyatifiyle yazışamaz, kurumlar ve savcılıklar doğrudan “Gnkur. Adli Müşavirliği” adresini kullanarak bu şahsa evrak gönderemez. Bu temel tespiti yaptıktan sonra bu şahsın mevzuata aykırı bu yetkiyi nereden aldığını ve hukuksuzluğunu, mevzuat kapsamında açıklayalım;

Genel Kurmay Karargâhı İmza Yetkileri Yönergesi (GKY 75-1 (D)) “Gnkur. Adli Müşaviri Tarafından İmzalanacak Yazılar” Başlıklı Bölüm de;

Md.1 Genelkurmay Başkanlığınca karara bağlanmış ve uygulaması emredilmiş adli konularile bunların ayrıntılarına ve yürütülmesine ilişkin yazılar

Md.8. Genelkurmay Başkanının 353 (Askeri Mahkemeler Kuruluşu ve Yargılama Usulü Kanunu) ve 477 Sayılı Kanunlar (Disiplin Mahkemeleri Kuruluş ve Yargılama Usulü) uyarınca yazılı olarak yetki verdiği hallerde söz konusu yetki kapsamındaki her türlü soruşturma ve kovuşturma sürecine ilişkin yazılar.

Md.11 Görev ve sorumluluk alanına girmeyen konularda, başvuruların veya ilgili evrakın görevli ve yetkili Genelkurmay Kh. Başkanlıklarına, Kuvvete Komutanlıkları, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığının ilgili başkanlıklarına veya diğer ilgili makamlara gönderilmesine dair yazılar.

Yukarıda alıntı yapılan Gnkur.Bşk.lığı İmza yetkileri yönergesinden de görüldüğü gibi, Adli Müşavirin; Gnkur. Başkanınca yetki verilmiş ise askeri soruşturma ve kovuşturmayı ilgilendiren konularda TSK içinde ve sadece GENELKURMAY BAŞKANINCA KARARA BAĞLANMIŞ VE UYGULANMASI EMREDİLMİŞ İSE KONU VE EMREDİLMİŞ UYGULAMA İLE SINIRLI OLMAK ÜZERE yazışma yetkisi vardır. BU YETKİ BAĞIMSIZ İNSİYATİFLE SİVİL SAVCILIKLARLA, MAHKEMELERLE VE KURUMLARLA YAZIŞMASINI KAPSAMAZ.

FETÖ zanlısı Muharrem Köse’nin yargıya evrak gönderdiği dönemde yürürlükte olan bu mevzuata göre; Genelkurmay Başkanının adli yetkisi 353 ve 477 sayılı askeri mahkemeler ve disiplin mahkemeleri kanunu kapsamında, Gnkur Başkanınca yazılı olarak yetki verilmiş ise “Gnkur. Başkanı Emriyle” ibaresini kullanmak ve ilgi göstermek suretiyle (TSK içinde) düzenleyebilir (Md.8).

Ayrıca, Md.11 den de anlaşılacağı gibi, kendi görev alanında bulunmayan, diğer komutanlıklar ve Gnkur J.Başkanlıklarının görev ve sorumluluk alanındaki yazışmaları, arşiv kayıtlarını, değerlendirmeleri, görüşleri mevzuat gereği sivil adli makamlara gönderme yetki ve sorumluluğu yoktur. Bu yetki ilgili makamındır. Ancak FETÖ zanlısı Adli Müşavirin hangi Komutanlık ya da J. Başkanlığı olursa olsun,  bilgi ya da evrak toplayarak adli makamlara (savcılıklara) “Gnkur. Başkanı Namına”  kendi imzası ile üstelik yetkisiz değerlendirmede yaparak evrak gönderdiği görülmektedir. Bunun gerçekleşebilmesi için, Kuvvet Komutanlıklarının ve J. Başkanlarının yetkilerinin düşürülmesi ve ADLİ MÜŞAVİRE GENELKURMAY BAŞKANI İMZASI İLE BİR DAİMİ EMİR VERİLMESİ VE/VEYA İMZA YETKİLERİ YÖNERGESİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASI GEREKTİRAncak adli ve komutanlık yetkileri kanunla belirlenmiş devredilemez yetki olduğundan böyle bir değişikliğin yapılması da mümkün değildir.

Böyle bir yetki devrinin yapıldığını düşünsek dahi, Adli Müşavir Genelkurmay Başkanına doğrudan bağlı olduğundan, bu daimi emrin sadece Genelkurmay Başkanı imzası ile yayınlanmış olması gerekir. Peki, durum böyle midir? Hayır, ne imza yetkileri ne görev yönergesi değişmemiştir. Genelkurmay Başkanı imzalı bir daimi emir de yayınlanmamıştır. Bu nedenle FETÖ zanlısı bu şahsın, savcılığa gönderdiği her evrak ve yargıyı yönlendiren keyfi değerlendirmeleri yasa dışıdır, GENELKURMAY BAŞKANLIĞININ RESMİ GÖRÜŞÜNÜ TEMSİL EDEMEZ.

Muharrem Köse bu yasa dışı sözde yetkiyi nereden almaktadır? Bu şahsın savcılığa ve mahkemeye gönderdiği evrakların bazılarının “ilgi” hanesinde; (örneğin MY 114-1A/B yönergesini gönderdiği evrak kapağında) Gnkur. Başkanlığının 19 Nisan 2012 tarih ve ADMÜŞ:1010-359-12 sayılı daimi emri” yer almakta ve bu emir gereğince belgeyi savcılık ya da mahkemeye gönderdiği anlaşılmaktadır. Bu emrin Adli Müşavirlikçe hazırlandığı da görülmektedir.

Bu emri kim çıkartmıştır? Bu yasa dışı emir, ODA TV İnternet sitesinde de yayımlanan yazıda da anlatıldığı gibi, GNKUR II. BAŞKANI HULUSİ AKAR İMZASI İLE ÇIKARTILMIŞTIR. BU DAİMİ EMİR YASA DIŞIDIR. MUHARREM KÖSE BU EMRE DAYANARAK İŞLEM YAPAMAZ. Köse, bu yetki gaspı ile de kalmamış, makam seviyesi nedeniyle sadece Genelkurmay Başkanı imzası ile gönderilmesi gereken belgeyi TBMM ARAŞTIRMA KOMİSYONU BAŞKANLIĞINA kendi imzaladığı evrak ekinde göndermiş ve hukuk dışı değerlendirmelerde dahi bulunmuştur.(25 Ocak 1997 tarihli Gnkur. Bşk. İ.Hakkı Karadayı’nın faaliyetlerinin yer aldığı Genelkurmay Genel Sekreterliği tarihçesine ait 3 sayfa belge 11 Ekim 2012 tarihli Muharrem Köse imzalı evrak ile gönderilmiştir. (2.Kls. Sayfa 45-49)

FETÖ zanlısı M.KÖSE kumpasını en önemli halkası Genelkurmay Başkanlığının resmi görüşünü temsil etmeyen evrakları düzenleme serbestliğini kazanmasıdır.

2.  FETÖ ZANLISI M.KÖSE USULSÜZ YAZIŞMA YAPMAK SUÇU DA DÂHİL, 15 TEMMUZ KALKIŞMA VE  KUMPASLARLA İLGİLİ  FETÖ KUMPASI DAVALARINDA YARGILANMAKTIR.

FETÖ zanlısı Gnkur.eski Adli Müşaviri Muharrem KÖSE, 15 Temmuz kalkışmasında,

Gnkur 2. Başkanı Hulusi AKAR imzalı 19 Nisan 2012 tarih ve ADMÜŞ:1010-359-12 sayılı daimi kanunsuz emre  dayanarak gönderdiği evraklar da dahil, FETÖ zanlısı Muharrem Köse hakkında Kozmik Oda ve sahte şema üretmenin dışında, yargılandığı davadaki 534 sayfalık iddianamede;

–  TSK’nın en kritik hukuk birimi olan Genelkurmay Başkanlığı Adli Müşavirliği görevine daha önce Yarbay rütbesindeki bir Askeri Hâkimin atandığı hiç görülmemişken, teamüllere aykırı olarak atanması.

–  Askeri Yargıtay’da tasfiye etmek istediği üyeler hakkında uydurma soruşturmalar açması ve kumpas kurması.

– İzmir Casusluk kumpasında fişlenen mağdur hâkimleri tasfiye etmek ve terfilerini engellemek için Askeri Yargıtay’a suç duyurusunda bulunması.

–   İzmir Casusluk kumpası davasıyla ilgili yazışmalarda usulsüzlük yapması.

–   MİT TIR’ları olayında adı geçen eski Tuğgeneral Hamza Celepoğlu’nu koruması

–   Soner Yalçın ve hakkında yapılan suç duyurularını sumen altı etmesi.

– “FETÖ” yapılanmasıyla ilgili tüm yazı ve ihbarları daha önce soruşturma yapıldığı gerekçesiyle işleme koymaması.”   İddiaları yer almaktadır.

Bu şahsın FETÖ tarafından kumpas davalarına sahte / usulsüz resmi delil üretme merkezi olarak görevlendirildiği açıktır.

3. FETÖ ZANLISI M.KÖSE’NİN GNKUR BŞK.LIĞI ADINA DÜZENLEDİĞİ SAHTE BELGE VE BİLGİLER :

Yargılandığı davadaki iddialar, Genelkurmay Başkanlığından gönderilen/ gönderilmeyen belgeler açısından;  savunma hakkını kısıtlamak, görevi kötüye kullanmak, adil yargılamayı etkilemek, FETÖ’nün siyasi hedeflerine yardımcı olmak, usulsüz belge yaratmak fiilleri bu dava da aynen gerçekleşmiştir.  

 Bunlardan sadece bazıları aşağıdadır;  

Sahte CD 5 içinde yer alan  sahte 6 Mayıs 1997 tarihli “Batı Harekât Konsepti” ve “27 Mayıs 1997 tarihli “Batı Eylem Planı” nüshalarının, Gnkur. Evrak arşivinde bulunup bulunmadığı hakkında mahkemenin sorduğu soruya;  Muharrem KÖSE yazıyla verdiği cevapta;  Önce Genelkurmay Başkanlığı Karargâhı ikinci kademe arşivinde herhangi bir bilgiye ulaşılamadığı ifade etmesine rağmen,  27 Mayıs 1997 tarihli evrakın 2004 yılında Genelkurmay Bşk.lığı ikinci kademe arşivince teslim alındığı ve bilahare “dosya fihristi ” ile aynı birime iade edildiğinin tespit edildiğini bildirerek,  bu evrakın, var olduğu izlenimini yaratmaya kalkışmıştır.

Ancak, Muharrem KÖSE’nin 30.11.2016 yazısının EK-A sın da mahkemeye gönderdiği dosya fihristinde “2002 yılına ait evrakın teslim alındığı yazılıdır. Yani 1997 yılına ait bir evrakın bu fihristte yazılı olması mümkün değildir. KÖSE bu ince detayı atlamıştır.  Ayrıca arşive kaldırılan bir evrakın mevzuata göre birimine iade edilmesi mümkün değildir.  Arşivden birimine iade edildiğini varsaysak dahi,  bu kez de arşiv kaydının olmaması mümkün değildir. FETÖ zanlısı Köse; Arşivde hiçbir bilgiye rastlanılmadığı belirtilmesine rağmen 27 Mayıs 1997 tarihli sözde evrakın “aslı gibidir” onayının Genel Evrak Arşiv Şube Müdürü Vekili Mu.Yzb Mikail Çerit tarafından yapıldığı da fihristten gözükmektedir. Bir kurmay subay yeteneğine sahip olmayan FETÖ zanlısı Muharrem KÖSE’nin kumpası yüzüne bulaştırdığı, açıkça anlaşılmakla birlikte,  28 Şubat kumpas davasına delil oluşturmak üzere, FETÖ amaçları doğrultusunda gayretle çalıştığı anlaşılmaktadır. Fihristin ilgili kısımlarından alıntılar aşağıdadır;

 

Gnkur. Adli Müşavirlik arşivinde 4 ayrı dosyada bazı sözde BÇG belgelerinin bulunduğundan bahisle; 6 Mart 2012 tarihli evrak ekinde sahte CD 5 içindeki 27 Mayıs 1997 “Batı Eylem Planının” 20 sayfa fotokopisini , 14 Mart 2012 tarihli evrak ekinde ise ASILLARI OLDUĞUNU BEYAN EDEREK ürettiği sahte belgeyi gerçek ve ıslak imzalı asıl belgeymiş gibi savcılığa göndererek, belgelerin, FETÖ zanlısı savcı Bilgili tarafından 2012/75 sırasında adli emanete kaydedilmesini sağlamak (8.Kls. s.189, 208- 1.Kls.s.215, 234, 235). CD 5 den çıkan sahte belge ve M.KÖSE’nin ürettiği  27 Mayıs 1997 tarihli sözde belgenin imza bloğu aşağıdadır:

ASIL OLDUĞU İFADE EDİLEN üretilmiş bu belge hem “27 Mayıs 1997 “Batı Eylem Planı”nın  hem de ilgi’sinde atıf yapılan 6 Mayıs 1997 “Batı Harekatı Konsepti”nin gerçek olmadığını, dava dosyasında bulunan ve hükme esas alınan sözde belgelerin FETÖ zanlısı Muharrem Köse ve bu örgüt tarafından üretildiğinin açık delilidir.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 18 Ocak 2013 tarihli yazı ekinde CD 5 içinde yer alan sözde 7 Nisan 97 tarihli toplantı tutanağının bir kopyası Gnkur Başkanlığına gönderilerek, bu yazının veya imha edilmişse imha tutanağının bulunup bulunmadığının sorulması üzerine,   FETÖ zanlısı Muharrem KÖSE tarafından yapılan  (sözde) inceleme sonucunda Genelkurmay Genel Sekreterliği icra subayına ait bir dolapta, imzasız ve orijinal veya tıpkıçekim olup olmadığı anlaşılamayan 18 Ocak 2013 tarihli Cumhuriyet Başsavcılığının yazısının ekindeki belgenin aynısı / fotokopisi  olan sözde tutanak bulunarak, 30 Nisan 2013 tarihli Gnkur Başkanlığının yazı ekinde gönderilmiştirBilgili-Köse kumpas  işbirliği ile  CD 5 içinde bulunan sözde tutanaktan,  ikinci bir delil uydurma / yaratma eylemi bu aşamada gerçekleşmiştir.      

7 Nisan 1997 sözde BÇG kuruluş toplantısı tutanaklarının fotokopisini,  Gnkur Adli Müşavirlik dolaplarında bulunmuş gibi (kayıtsız ve tutanaksız)  ileri sürerek mahkemeye gönderen  Muharrem KÖSE  mahkeme tarafından sorulan;  bu belgelerin “kim tarafından, nasıl bulunduğu, bu konuda bir tutanak tutulup tutulmadığı, bulunduktan sonra nerede ve ne şekilde saklandığı” sorularına ise hiç cevap verememiştir.

Tarihçe yönergesine göre resmi tarihçe niteliği taşımayan, ATASE (Askeri Tarih ve Stratejik Etüt) Daire Başkanlığı nüshası bulunmayan, evrak numarası, imzası onay ve mührü bulunmayan,  evrak kaydı olmayan,   içinde BÇG’nin sözde kuruluş toplantısının yapıldığının delili olarak gösterilen  7 Nisan 1997 tarihli sayfasının da bulunduğu,  Gnkur. Genel Sekreterliği sözde tarihçe sayfalarını, resmi geçerli belge gibi mahkemeye göndererek delil yaratarak, gizlilik derecesine sahip olmadığı halde sahteliği ortaya koyacak bir kısmının hukuk dışı sansürlenmesini ve adli emanete konulmasını sağlamıştır. Ancak bu belgelerin aslı adli emanette de bulunamamıştır.  Hem sahte delil yaratılmış, hem de yargıdan kaçırılarak yok edilmiştir.

  4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanununa aykırı olarak, sanıkların bilgi ve belgeye erişim hakkını engelleyerek adil yargılama hakkını gasp etmiştir. Bu kapsamda İddianame ve gerekçeli kararda “irtica”, “irticai görüşü benimsemiş personel” kriterlerinin  hiçbir TSK dokümanında bulunmadığı iddiasını çürütecek, TSK İstihbarata Karşı Koyma ve Koruyucu Güvenlik İşbirliği Yönergesini (MY-114-1 A/B/C),  İstihbarat Yönergesini, Görev tanımlarını ve buna benzer, delil niteliği taşıyan belge ve bilgilere erişim hakkını yıllarca engelleyerek ve bu belge /dokümanlarla ilişkili sanıkların ve  avukatlarının taleplerini hukuka aykırı olarak geri çevirmiştir. Bu yolla mahkemeden belge ve delil kaçırmıştır.

Yetkisi ve görevi olmadığı halde, dava sürecinde FETÖ zanlısı Savcı Mustafa Bilgili ile adliyedeki odasında gizlice buluşarak dava evrakları hakkında görüşmüştür.

Sanıkların Gnkur. Başkanlığına yaptığı ihbar ve şikâyetlerini gizlemiştir.

FETÖ ZANLISI MUHARREM KÖSE’NİN SAVCILIĞA VE MAHKEMEYE GÖNDERDİĞİ BELGELERİ “GİZLİ” GİZLİLİK DERECELİ GÖSTERME KUMPASI HAKKINDA AÇIKLAMALAR;

–  Evrakı çıkaran makam tarafından gizlilik derecesi verilmemiş, üzerinde gizlilik derecesi damgası bulunmayan evrak/belge hakkında mevzuata aykırı ve yetkisi olmadığı halde evrakta (sözde Gnkur. Gensek tarihçesi) yazan bazı bilgilerin aleniyet kazanması durumunda TSK açısından telafi edilemez durumlar oluşabileceği göz önüne alınarak soruşturma konusu ile ilgili olmayan bölümlerin dosyaya dahil edilmemelerini, gerekli hassasiyetin gösterilmesini mevzuat dışı isteyerek, gizlilik derecesi bulunmayan evrakların, sanki gizli bilgiler ihtiva ediyor izlenimi yaratarak, sanıklar lehine açık delil olacak kısımlarının FETÖ zanlısı savcı Bilgili tarafından kapatılmasını sağlamıştır. Bu belgeler Genelkurmay Genel Sekreterliğine ait olan sözde tarihçe belgeleridir. Bu belge resmi belge niteliği taşımamakta ve evrak kaydı, imzası, onayı olmayan, “tarihçe” olarak tanımlanmasına rağmen ATASE başkanlığında aslı bulunup bulunmadığı bilinmeyen uydurulmuş sözde belgelerdir.

Oysaki bir belge üzerinde “Gizlilik Derecesi” yok ise, bu belge hakkında gizli bilgiler taşıyor değerlendirmesi ancak mahreç makamına aittir, bu konuda Adli Müşavirin takdir hakkı yoktur. Gizlilik derecesi bulunmayan bu belgenin TSK açısında telafi edilemez sonuçlar doğurması söz konusu değildir. Gnkur. Genel Sekreterliği Tarihçesi olarak dosyaya dahil edilen bu sözde belgeler üzerinde bir gizlilik derecesi yoktur. Bu yetki bu belge için Gnkur. Genel Sekreterindedir, Köse bu belgenin gizliliği hakkında bir tasarrufta bulunamaz. Kaldı ki bir belge “GİZLİ” dahi olsa, mahkemeden gizlenemez, devlet sırrı niteliğinde olan evraklar dahi naip hâkim incelemesi sonunda davayı ilgilendiren özet tutanağı ile mahkeme kayıtlarına girmekte ve davadan kaçırılması mümkün olamamaktadır.

–  Üzerinde Gizlilik derecesi bulunmayan belgeye sonradan “GİZLİ” damgası vurularak aslı değiştirilmiş ve aslı bu şekilde olmadığı halde, aslı gibidir damgası ile makamlar yanıltılmıştır. Muharrem Köse, yetkisi olmadığı halde “Gnkur. Başkanı Namına” TBMM Araştırma Komisyonu Başkanlığına kendi imzası ile evrak göndermiştir. Bu evrakla Adli Müşavirliği ilgilendirmeyen, Genelkurmay Genel Sekreterliğinin 25 Ocak 1997 tarihli Gnkur. Bşk. İ.Hakkı Karadayı’nın faaliyetlerinin yer aldığı GENSEK tarihçesine ait 3 sayfayı aslı “GİZLİ” olmadığı halde “GİZLİ” olarak damgalamış  ve aslı ile aynı olmadığı halde sadece son sayfasına  “Aslı Gibidir” damgasını vurdurup Topçu Albay Ahmet İbiş Arşiv Şb.Md. vekiline imzalatmış ve “GİZLİ” olmayan bir evrakı “GİZLİ”  ve evrak kaydı olan gerçek bir belge izlenimi yaratacak şekilde  11 Ekim 2012 tarih ve KÖSE imzalı evrak ekinde TBMM Meclis Araştırma Komisyonunu da göndererek komisyonu da  yanıltmıştır.  Kaldı ki bu belgelerin evrak ya da arşiv kaydı da yoktur   ( G.K. 2.Kls. sayfa 45-49).

  6 Mayıs 1997 tarihli sözde “Batı Harekât Konsepti” ve “27 Mayıs 1997 tarihli sözde “Batı Eylem Planı” ve bu belgelere ilişkin sözde evrak iade fihristi, evrak imha tutanakları,  sözde 7 Nisan 1997 BÇG toplantısı tutanağı fotokopisi, sözde Gnkur. Genel Sekreterliği Tarihçesiyle ilgili Muharrem Köse’nin manipülasyonları, istinaf dilekçemizin diğer maddelerinde bulunmaktadır.

4. FETÖ ZANLISI M.KÖSE’NİN FETÖ KUMPASLARI HAKKINDA BASINDA YER ALAN HABERLERDEN ÖRNEKLER;  

 www.hurriyet.com.tr  haber sitesinde yayınlanan 05.03.2016 tarihli ; “O ALBAY GİTTİ” haberinde; Genelkurmay Adli Müşaviri Tümgeneral Hıfzı Çubuklu’nun Ergenekon davasında tutuklanmasının ardından Ocak 2013’te Hâkim Albay Muharrem Köse bu göreve getirilmişti. Kasım 2014’te Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturmada Askeri Yargıtay üyesi olduğu belirtilen gizli tanığın ifadesi basına yansımıştı. İfadede, Köse’nin paralel yapının askeri yargıdaki sorumlusu olduğu iddia edilmişti. Köse’nin avukat Sönmez Ahi, iddiayı yalanlamıştı. Köse’nin ‘Ergenekon Şeması’nı mahkemeye gönderen kişi olduğu iddiası da basına yansımıştı. Köse’nin, İzmir’deki askeri casusluk davasında komutanların tutuklanmalarına neden olan belgelerin incelenmesine onay vermediği, bu nedenle de belgelerin gerçek gibi kabul edildiği iddiaları gündeme gelmişti.

28 Şubat davasının görüldüğü Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nin geçen ocak ayındaki duruşmasında da sanık avukatı Ali Fahir Kayacan, Köse’nin TSK’daki Fethullahçı yapının askeri başı olduğunun konuşulduğunu öne sürdü. Başka bir sanık avukatı Erhan Tokatlı ise adli müşavir hakkında İzmir casusluk davası kapsamında suç duyurusunda bulunduğunu belirtti.”  Denilmektedir.

(http://www.hurriyet.com.tr/gundem/o-albay-gitti-40063968)

www.hurriyet.com.tr haber sitesinde yayınlanan 16.07.2016 tarihli; “MUHARREM KÖSE DARBENİN ASKERİ KANADININ 1 NUMARASI” haberinde,  “ Anayasal düzen Başsavcı vekili Necip İşçimen darbe girişimine ilişkin önemli açıklamalarda bulundu:  “Uzun zamandır paralel yapı ile mücadele içerisindeyiz.  Kozmik Oda’da soruşturma yaptığımız Muharrem Köse ismindeki askeri görevlinin şu anda Genelkurmay Adli Müşaviri olarak sıkı yönetim mahkemelerinde görevlendirildiği anlaşılmaktadır. Muharrem Köse darbe girişiminin askeri kanadının 1 numarası olarak gözükmektedir.”  Denilmektedir.

(http://www.hurriyet.com.tr/gundem/muharrem-kose-darbenin-askeri-kanadinin-1-numarasi-40149627)

www.hurriyet.com.tr  haber sitesinde yayınlanan 16.07.2016 tarihli; “AA: DARBEYİ PLANLAYAN BİR SÜRE ÖNCE GÖREVDEN ALINAN GENELKURMAY ADLİ MÜŞAVİRİ ALBAY MUHARREM KÖSE” başlıklı haberinde, AA’ya konuşan askeri kaynaklar, İstanbul ve Ankara’daki askeri kalkışmanın görevden alınan Albay Köse başkanlığında planlandığını kaydetti. Albay Köse’nin yanı sıra Albay Mehmet Oğuz AkkuşBinbaşı Erkan Ağın gibi isimlerin olduğu ifade edildi.  Denilmektedir.  Hem KÖSE döneminde, hem de KÖSE’den sonra Adli Müşavirlik görevine vekalet eden Alb. M.Oğuz AKKUŞ’ da aynı sahte bilgi ve belgeleri üretmeye devam etmiştir.

(http://www.hurriyet.com.tr/gundem/aa-darbeyi-planlayan-bir-sure-once-gorevden-alinan-genelkurmay-adli-musaviri-albay-muharrem-kose-40148539)

www.hurriyet.com.tr  haber sitesinde yayınlanan 5.10.2016 tarihli ;  “HRANT DİNK CİNAYETİNİN ARKASINDAN FETÖ’CÜ ALBAY MUHARREM KÖSE ÇIKTI” haberinde, Hrant Dink’in öldürüldüğü olay yerinde görülen ve 300 den fazla telefon trafiği tespit edilen  askeri şahıs Emre Cingöz’in  o gün görev yerinde olup olmadığı konusunda, Emniyet tarafından Gnkur Başkanlığına gönderilen 20 den fazla  evrakı,  Adli Müşavir M.KÖSE’nin cevapsız bıraktığı ifade ediliyor. Denilmektedir.

(http://www.hurriyet.com.tr/video/hrant-dink-cinayetinin-arkasindan-feto-cu-albay-muharrem-kose-cikti-135958)

www.hurriyet.com.tr  haber sitesinde yayınlanan 17.07.2016 tarihli; “DARBEYİ PLANLAYANLARDAN ALBAY MUHARREM KÖSE’NİN CEBİNDEKİ ATAMA LİSTESİ ORTAYA ÇIKTI” başlıklı haberde; Darbenin yapıldığı gece ‘Yurtta Sulh Komitesi’ yöneticilerinden olan ve atamaları hazırlayan Albay Muharrem Köse’nin cebinden atama listesinin de ortaya çıktığı,. 400 kişiden oluşun atama listesinde, bazı askerlerin rütbeleri yetmemesine rağmen önemli makamlara getirildiği, bazı askerlere ise görevden el çektirildiği yer almaktadır.

(http://www.hurriyet.com.tr/darbeyi-planlayanlardan-albay-muharrem-kosenin-cebindeki-atama-listesi-ortaya-cikti-37310542)

hurriyet.com.tr haber sitesinde yayınlanan 13.08.2016 tarihli; “KOZMİK ODA SAVCISI İLE DARBE ŞÜPHELİSİ KÖSE’NİN SIR BULUŞMASI” başlıklı haberde;  “HSYK’nın, kozmik oda soruşturmasında görev yapan hakim ve savcılar hakkında hazırlanan rapor, dikkat çekici bir görüşmeyi gün yüzüne çıkardı. Raporda, darbe soruşturması kapsamında tutuklu bulunan eski Genelkurmay Adli Müşaviri Albay Muharrem Köse’nin, Kozmik oda soruşturmasını yapan firari savcı Mustafa Bilgili ile 30 Ocak 2013 tarihinde bir araya geldiğini gösterdi. Eski Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a suikast iddiaları üzerine başlatılan soruşturmada, Genelkurmay Başkanlığı’nın kozmik odalarda aramalar yapılmıştı. Aramalarda alınan imajlar önce Adliye emanetine konulmuştu. Daha sonra imaj hard diskleri, savcı Mustafa Bilgili tarafından dönemin Genelkurmay Adli Müşaviri Albay Muharrem Köse’ye 16 Mart 2013 tarihinde elden teslim edilmişti.” Denilmektedir.

Bu buluşma 28 Şubat davası içinde ayrı bir öneme sahiptir;  FETÖ zanlıları Muharrem Köse ve savcı Mustafa Bilgili, BÇG toplantılarının yapıldığına delil olarak gösterilen sözde 7 Nisan 1997 tarihli Gnkur Genel Sekreterliği sahte Tarihçesi ve sahte toplantı tutanağının fotokopisini evrak ekinde savcılığa gönderdiği tarih olan 30 Ocak 2013 de, FETÖ zanlısı iddianame savcısı Bilgili’nin adliyedeki odasında gizlice buluşmuştur.

Yetkisi ve görevi olmadığı halde, dava sürecinde Muharrem Köse’nin evrakın tarihi olan 30 Ocak 2013 Çarşamba günü, Savcı Mustafa Bilgili ile adliyedeki odasında sivil kıyafetli olarak gizlice buluştuğu, üzerinde Gnkur anteti olan evrakların bulunduğu klasör üzerinde görüşme yaptıkları anda Köse ile devre arkadaşı olan ve 2. Casusluk Davası’ olarak bilinen davada müşteki olarak ifade vermeye gelen bir asker ziyaretçinin aniden odaya girmesi üzerine şaşırıp tedirgin oldukları haberi medyaya da yansımıştır.

(http://www.hurriyet.com.tr/gundem/kozmik-oda-savcisi-ile-darbe-suphelisi-kosenin-sir-bulusmasi-40192320)

28 ŞUBAT KUMPAS DAVASI HALEN BU FETÖ ZANLISI ŞAHSIN VE YANDAŞLARININ ÜRETTİKLERİ, KURGULADIKLARI SAHTE BİLGİ VE BELGELERLE SÜRDÜRÜLMEKTEDİR.